Ali Şeraiti, Hubut-Kevir (Çöle İniş) kitabındaki Sevmek Aşktan Üstündür adlı bölümde ruhları tasnif eder belirgin özelliklerine göre; “Bir ruh ata benzer. Elbette eşeğe, katıra, ineğe, köpeğe, tilkiye, horoza, koyuna... kaplana, aslana... kediye... kelebeğe... file, deveye (pek çokları), deve kuşuna... patatese, patlamış mısıra, kreme, sakıza, denize, ormana... ve ateşe benzeyen ruhlar da vardır.” Kendi ruhunun ‘kötü huylu vahşi bir atın ruhu’ olduğunu hissettiğini söyler. İnsana ilhamlar bahşeden bir yazıdır.
Sevdiğim birinin ruhunun da at ruhu olduğunu fark ederken kendi ruhumu ormana benzetmiştim; sık, insan geçmesine kolay izin vermeyen asırlık ağaçlarıyla, kuytularıyla, karanlıklarıyla, ağaçlarının arasından güneş ışığına izin vermesiyle, patikalarıyla, çiçekleriyle, böcekleriyle, aslanlarıyla bir orman. Sonra dedim ki, zekalar da türlü türlü.
Sevdiğim birinin ruhunun da at ruhu olduğunu fark ederken kendi ruhumu ormana benzetmiştim; sık, insan geçmesine kolay izin vermeyen asırlık ağaçlarıyla, kuytularıyla, karanlıklarıyla, ağaçlarının arasından güneş ışığına izin vermesiyle, patikalarıyla, çiçekleriyle, böcekleriyle, aslanlarıyla bir orman. Sonra dedim ki, zekalar da türlü türlü.
Zekalar da türlü türlüdür.
Analitik zeka
Yıllarca bir şiirin iki dizesini aklınızda tutarsınız, fırsat buldukça, punduna getirdikçe de kullanırsınız arkadaş ortamlarında. Bir gün denk gelir, bu zekaya sahip kişiye de okursunuz, ve o der ki “Böyle dize olmaz, bir şair böyle yazmaz, yazarsa şair olmaz, burada bir hata var.” Hatanın ne olduğunu da söyleyerek ilk kez işittiği bu şiiri düzeltir. Gülersiniz içinizden, “Şairdir, istediği gibi yazar, oynamış işte, ne ukala şey.” dersiniz ve haklı olduğunuzu görmek için gider bulursunuz şiiri, bir de bakarsınız ki dizeler onun dediği gibidir, sizin yıllardır sandığınız gibi değil.
Kötücül zeka
Sınıflandırmamdakilerin en zekisi, ama zekasını başkalarına entrika çevirmek ve kötülük düşünmek üzerine kullanır. Ya da, nasıl demeli, öyle sanır, öyle sanılmasını ister, başarır da çoğu zaman. Ama çocuklara acır, yaşlılara acır, sıska kedilere ve sokak köpeklerine acır. Onun, Büyük balık küçük balığı yesin oh olsun’u Nietzsche’nin übermensh’inin ölümeyle aynı sebepten, yani kendi sebebinden biter: güçsüze karşı güç kullanan bir güçlü yüzünden. Bilindiği gibi Nietzshce’nin dış gerçeklikle bağı, atını acımasızca dövmekte olan bir arabacıyla çatışması sürecinde kopar. Ama temelinde zeka değil de kötülük olanlardan korusun Allah herkesi.
Oyuncu zeka
Çocuklarda ve belli yönleriyle çocuk kalmayı başaranlarda görülür. Her olayda neşe duyulacak bir şey ararlar ve bulurlar, yoksa yaratırlar. Bu neşeyle sizi de sararlar. Espirileri ve eğlence anlayışları, sarkazm, alay ya da başkalarının zayıflıkları ve sakarlıkları üzerine kurulu değildir. Kendilerine gülmekten ve gülünmesinden korkmazlar, bilakis bunu teşvik ederler.
Toplayıcı zeka
Toplayıcı zeka
Beyinlerini depo olarak kullanırlar, nadiren unuturlar, her konu hakkında onlarca parantez açıp yüzlerce bilgiyi önünüze sererler. Beyinleri bir kale gibidir; giren bir bilgi ancak kendileri izin verirse dışarı çıkabilir. Bu kadar bilgi ve aforizma kargaşası nedeniyle kendileri fikir oluşturmada zorluk yaşarlar. Aynı sebepten, herkese ve her şeye karşı anlayış besleme eğilimindedirler. Depolama işini düzgün yapıp üzerine kendileri de bir şeyler ekleyemezlerde google ile yarışta kaybederler. Ama doğru yönlendirilirlerse büyük işler başarırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yazın