Telefonunuz çalıyor!

Çoğumuz sabit telefonların olmadığı dönemi hatırlamadığımız gibi mobil telefonlar dahi yokken her şey nasıl oluyormuş, sabahları nasıl uyanıyor insanlarla nasıl buluşuyor özel ve enteresan anları neremize kaydediyormuşuz, bulunduğumuz yerleri ya da o anda ne yaptığımızı bilmesini istemediğimiz kişilere söyleyecek yalan düşünmezken ne düşünüyormuşuz gibi durumları da hatırlamıyoruz.

Telefon olayını hepimiz, haliyle, kendi karakterimize göre hayatımıza yerleştirdik ve diğer alışkanlıklarımıza yakın şekilde kullanıyoruz. O nedenle belli ortak yönleri içerecek  bir sınıflandırma yapmak da mümkün. Şöyle ki:

1. Beleşçiler
Hem sabit hem de mobil telefonla ilgili tüm indirimleri ve bedavaları bilirler ve kullanırlar. Bütün görüşmelerini bu bedava saatler içinde yapmaya özen gösterirler, diğer zamanlarda çağrı bırakmak dışında telefonu neredeyse hiç kullanmazlar. Ama hep kullanırmış gibi yaparlar. Mobil telefondan sizi aradıklarında telefon elinizde olsa bile açmanıza fırsat verecek kadar çaldırmadan kapatırlar. Siz geri döndüğünüzde de aradım aradım cevap vermedin derler. Mottoları; Herkes salak ben akıllıyım’dır.

2. Fırsatçılar
Beleşçilerle birçok yönden benzer özellikler gösterirler. Farkları bunu saklamamalarıdır. Kıç kadar dolmuşlarda, otobüslerde vs ellerinden telefon düşürmeyenler, telefon hatlarının bedavalarını kullanan bu kategorideki kişilerdir. Genelllikle çalışan genç hanımlardır ve işlerinde ne kadar önemli bir mevkide olduklarını, ne kadar aranan, sevilen popüler olduklarını cümle aleme duyuracak konuşmalarına maruz kalırsınız. Hep meşguldurler, hep en önemli ve hep acele etmeye en hakkı olanlardır. Onların çocukları en biricik, işleri en şahane, pozisyonları en tepededir. Her daim trübüne oynarlar. Mottoları: Her şey benim hakkım, hahaay!’dır.

3. Dinazorlar
İster sabit telefonla ilgili olsun isterse mobil telefonla aranınca konuşmak ihtiyaç duyunca aramak dışında bir bilgi kafalarına girmez. En dinazor olanlarının zaten torundan oğula oğuldan da kendisine miras kalmış olan telefonu tek kullanım sebebi uzak bir bölgede yaşayan torunlar arayınca onlara şirinlik yapmaktır. Daha genç dinazorlar ev telefonunu genellikle internet için tuttukları için çoğu zaman telefonun yerini bilmezler, telefon çalınca kısa bir şok yaşarlar. Faturalarını telefon kesilince toplu olarak öderler. Mobil telefonlarını sabahları uyandırma, fotoğraf çekme ve aranınca duymama için kullanırlar. Hiçbir indirim vs'den haberleri olmaz, olsa da öyle şeylere güvenmezler. 15 senelik telefon hayatlarında muhtemelen 2. ya da 3. telefonlarını kullanıyorlardır. Telefonu tee eski günlerdeki gibi haberleşme, randevulaşma ve kaybolunca yol sorma amaçlı kullanma eğilimindedirler. Nesilleri tükenmektedir. Mottoları: Duymamışım’dır.

4. Sadıklar
Telefonlarıyla simbiyoz bir ilişki içindedirler. Onlar telefonu parayla telefon da onları her türlü şekilde besler. Çocuklar ve gençlerden oluşan bir kitledir. Hem konuşup hem tv izleyip hem size sevgililerinin ilgisizliğinden yakınıp hem de on parmak mesaj yazabilirler. Telefonları her zaman koyunlarında veya ceplerindedir. En büyük korkuları telefondan uzak kalmaktır. Yetişkinleri sinirden çatlatabilme kapasiteleri vardır o nedenle sık sık telefonlarının ellerinden alınacağı, camdan atılacağı tehdidine maruz kalırlar. İnanmaz ve takmaz takmaz baksalar da ya yaparsa diye ödleri patlar, o nedenle de bu tehdit kısa süreli de olsa her seferinde işe yarar. Kontörlerini baba, anne, dede, nine, hala, teyze vs yükler. Mottoları: Ders çalışıyorum’dur.

5. Kariyer insanları
Zam aldıkça ya da zam alacaklarını sandıkça değiştirdikleri telefonlarının kullanma kılavuzunda yazan tüm özelliklerini bilirler ve kullanırlar. Telefonda Twitlerler, Facebook’a sunum ve after party fotolarını yüklerler, konferans toplantı yaparlar. Bilim kurgu filmlerinin ilham kaynağıdırlar. Aradığınızda ve yarım saat yaya yaya konuştuktan sonra aa bedavam vardı ben seni arayayım diyebilirler. Faturalarını genellekle şirketleri öder, hep meşguldurlar ama iyi geyiği kaçırmazlar. Mottoları: Ben sana döneceğim’dir.

Telefonsuz da olmuyor tabii ama yüzyüza görüşme candır.