14 Aralık 2011

İstanbul'un Yedi Tepesi


Dünyada yedi tepe üzerine kurulduğu söylenen üç şehir vardır; Roma birincisidir. Romalılar sonra Lizbon’u ve sonra İstanbul’u fethederler. Bu iki şehrin de yedi tepe üzerine kurulduğu vurgusu yapılır. Doğu Roma İmparatorluğu’nun kurucusu Konstantin İstanbul’u ikinci bir Roma olarak kurmuş.

Konstantin’in fethinden sonra ‘Nova Roma’ Yeni Roma denen İstanbul daha sonra Konstantinopolis, yani Konstantin’in Şehri olarak adlandırıldı. Yeni Roma’nın/İstanbul'un yedi tepesi şimdi eski İstanbul ya da Konstantiniyye olarak bilinen bölgede bulunuyor. Yani şehrin surlar içinde kalan bölümünde. İşte İstanbul'un belediyesinin logosunda da bulunan yedi üçgenle gösterilen yedi tepe ve bu tepelerden şehre bakan güzelim sanat eserleri:

1. Sarayburnu
Bu tepe Sarayburnu'ndan içeriye doğru 45 metre yükselir ve üzerinde Ayasofya, Sultanahmet Camii ve Topkapı Sarayı'nı bulundurur. 17. Yüzyıl başında Sedefkâr Mehmet Ağa tarafından yapılan Sultanahmet Camii dünyadaki altı minareli tek camidir.

2. Nuruosmaniye
60 metre yüksekliğindeki tepede Nuruosmaniye Külliyesi ve Çemberlitaş yer alır. Bizanstan kalan Konstantin Sütunu'nun yanı sıra Nuruosmaniye Camii burada bulunur. Mimar Mustafa Ağa ile Simon Kalfa'nın yaptığı Nuruosmaniye Camii 1. Mahmut zamanında başlayıp 3. Osman zamanında bitmiştir ve Osmanlı barok tarzını yansıtır.

3. Beyazıt
Güneyde Beyazıt Camii ve kuzeyde Süleymaniye Külliyesi bu tepeyi çevreler. Tepenin üstünde şimdi İstanbul Üniversitesi merkez binası olan Harbiye Nezareti vardır. Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptırdığı Mimar Sinan'ın kalfalık eseri Süleymaniye Camii şehrin görkemli siluetine bu tepeden giriyor.

4. Fatih
Üzerinde Fatih Külliyesi bulunur. Güneyde Aksaray'a iner, kuzeyde ise dik yamaçlarla Haliç'e kavuşur. Bu tepenin üzerinde Bizans döneminde Havariyun Kilisesi varken şimdi Fatih Mehmed Camii yer alır. Unkapanı-Yenikapı hattında geçen vadi adeta kenti ikiye böler ve Valens kemeri (Bozdoğan) ikinci tepe ile üçüncü tepeyi birbirine bağlar. Bu tepe,, Gül Camii'nin bulunduğu küçük vadi ile beşinci tepeden ayrılır.

5. Sultan Selim
74 metre yükseklikteki bu tepe Haliç'in kıyısındaki dik yokuşla yükselir ve  üzerinde Sultan Selim Külliyesi vardır.  Haliç sahilinden Balat'a kadar uzanan vadi ile altıncı tepeden ayrılır. Tepede yer alan ve mimarı bilinmeyen cami Yavuz Sultan Selim'in oğlu Kanuni Süleyman zamanında tamamlanmıştır.

6. Edirnekapı
Kentin bu en yüksek tepesinin üzerine Edirnekapı ve Ayvansaray mahalleleri kuruludur ve şehrin batı surlarını taşır. Tepenin üzerinde  Kanuni'nin kızı Mihrimah Sultan için yaptırdığı İstanbul'un en aydınlık camii unvanını taşıyan Mihrimah Sultan Camii'nin yanı sıra Kariye Müzesi ve Tekfur Sarayı bulunur.

7. Davutpaşa
Diğer tepeler Haliç yakınında yer alırken bu tepe Aksaray semtinden surlara ve Marmara sahiline doğrudur. Topkapı, Aksaray ve Yedikule nin oluşturduğu üçgen burayı çevreler. Bu tepede aynı zamanda Cerrahpaşa'daki Arkadius Sütunu ve Altımermer'in kuzeyindeki Mokios Sarnıcı bulunur. Sırtın en yüksek tepesinde Sadrazam Cerrah Mehmed Paşa'nın yaptırdığı Cerrahpaşa Camii vardır. 17. yüzyıl başlarında yapılan eser Sinan'ın kalfalarından Davud Ağa tarafından yapılmıştır.

Bu yedi tepe Boğaziçi ve Haliç vadilerinin 2. ve 3. zamanlarda kırılmalarıyla oluşmuştur.  Tabii şehrin büyümesi ve gelişmesiyle birlikte, coğrafi özelliklerin belirleyici olması ortadan kalkınca tepeler de tepeleri ayıran vadiler de önemini yitirdi. Yine de şehrin yedi tepe üzerinde kurulmuş olması tarihsel gerçekliğini ve şiirsel anlamını korumaya devam ediyor. Bazen başka bir İstanbul yazımda belirttiğim gibi biz ona hak ettiği özeni göstermesek de İstanbul büyülü güzelliğini koruyor.

"Çok eski zamanlarda yedi iklimden gelmiş olan yetkin mimarların, mahir mühendislerin, kâhinlerin, yıldızbilimcilerin ve âlimlerin İstanbul’da toplanarak bilgi ve becerisini göstermek için aralarında adeta yarışa girip, İstanbul halkını yer ve gök âfetlerinden, barbarlardan, salgın hastalıklardan, yangınlardan korumak için şehrin 7 tepesine 24 tılsım kurdukları söylenmiştir." Burada.


"Bu şehr-i Sitambul ki, bî misl-ü behâdır,
Bir sengine, yekpare Acem mülkü fedadır"
Şair Nedim

Pin It!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yazın